Geçen yıl 15.Peryön Ankara Kongrede, Mimik
Rezonans ve Mikro İfadeler Çalıştayına katılamadığım Oğuz Benlioğlu’nun 26.11.2015 te gerçekleşen aynı konuda ki seminerinde bulunmaktan mutluluk duydum. İTÜ Konuk Evinde oldukça
keyifli ve verimli atmosferde yer almak, yanı sıra duygu ve düşüncelerimizi
karşılıklı paylaşırken iş ve özel hayatımızda kullandığımız ve gözlemlediğimiz birçok
gizli mimikleri de çözebilme anlamında farkındalık yaratması oldukça faydalıydı.
Konuya, hayatımızda yaşadığımız
her iyi ya da kötü şeyi duygularımız doğrultusunda yansıttığımızı, karşımızda
ki insanların duygularını anlama ve neye ihtiyacı olduğunu hissedebilme
yeteneğimizin de empati gücümüzle doğru orantılı olacağının önemini
vurgulayarak başlangıç yaptı.
Öyle de değil mi dir? İletişimin çok yönlü
bir kavram olduğuna bakarsak, asırlar öncesinden günümüze kadar gelen ve
insanlar arasında farklı şekillerde ortaya çıkan haberleşme yöntemleri,
iletişim ve duygu alışverişleri de hep bu yönde olmuştur. Karşımızdaki kişiyi doğru
anlayabilmek için dinliyorsak ve empati kuruyorsak, duygularını daha iyi tahlil
edebiliyoruz. Ancak beden dili ve iletişimin daha ileri ve ayrıntılı seviyesi,
Oğuz Benlioğlu’nun Management Academy distribütörlüğünde Türkiye’de öncülüğünü
başlattığı, mimiklerin etkisinin yüzümüze yansıması ile kaçırdığımız nüansların
ve gizli duyguların ölçülmesinde iyi algılayabilme, kendi duygu ve
düşüncelerimizi de karşı tarafa ulaştırma da daha iyi ifade edebilmemiz yönünde, Mikro İfadelerin önemine dikkat çekti.
Ne söylediğimizin değil, Nasıl
söylediğimizin önemli olduğu vurgusuna değinerek;
İnsanların
yargıya varırken Ses, İçerik ve Beden Dili üçlemesini ifade edebilme yönünde önem
verdiği oranlamayı, salona yönelttiği soruda özümsetti. Bilimsel araştırmalar sonucunda, insanların önem derecesine göre aşağıdaki üç kanala bakarak yargıya vardığını söyledi;
% 7 Ses
% 38 İçerik
% 55 Beden
Dili
Mülakatlarda yoğun olarak dikkate
aldığımız ve pozisyonun gerekliliği ölçüsünde gözden kaçırmadığımız ayrıntılarda da bu konunun önemini tekrar anlıyoruz.
Mikro İfadelerin kullanıldığı alanlardan
da bahsederek, iş ve özel hayatımızda ne denli kullandığımızı da gözden
kaçırmamamızı sağladı. Bu alanları şu şekilde yöneltti;
Yaşadığımız ve yaşattığımız 7 ana duyguya da değinerek kullandığımız mimikleri doğru keşfetmemizi sağladı. Korku, Şaşkınlık, Öfke, Küçümseme, Üzüntü, Tiksinme ve Mutluluk başlıcaları idi. Bu başlıkları içeren tüm duygularımızın beynimizde şekillenmesini sağlayan merkezin Amigdala olduğunu ve Amigdalanın uyarılması ile yüzümüzdeki mimiklerin canlandığını ve kendilerine yer bulduğunu vurguladı.
Bu bilgiler ışığında çeşitli yüz ifadeleri göstererek, kendimizi de ölçme şansı tanıması dikkatimizi üst seviyeye taşımamıza neden oldu.
Seminerin ardından çıkardığım sonuç ve gecenin aklımda kalan çarpıcı detaylarını da aktarmak isterim ;
1- Mikro ifadeler öğrenilebilir ve geliştirilebilir.
2- Mimiklerde yanılma payımız % 5 tir.
3- Ne kadar mutlu olursak, beyin kendini o kadar mutlu hisseder ve beynin mutlu olan, gülümseyen kişiyi görme ve hatırlama oranı çok daha yüksektir.
4- Yalan söyleyen kişiler daha çok göz teması kurar çünkü karşı tarafın kendisine inanıp inanmadığının ölçümüne yoğunlaşırlar :)
5- Dil sürçmesi çok güçlü bir yalan belirtisidir. ( Freud )
6- Beden dilinizi ne kadar iyi kullanırsanız, mesajı o kadar iyi verirsiniz.
7- Bir şeyi tekrar edersek öğrenme daha çabuk gerçekleşir.
72 saat kuralından bahsederek, "Ne öğrenirsen ya birine anlat ya da tekrar et, daha fazla akılda kalır" başlığı ile seminer sonunda öğrendiklerimizi unutmamamız için tekrarın ve bilgiyi paylaşmanın akılda kalma yöntemlerinin en önemli ayrıntısından biri olduğunu belirtti.
Edindiğim izlenimler ve öğrendiğim detayların üzerinden tekrar geçerek bloğumda da paylaşmak istedim.
İş ve özel hayatımızda kullandığımız ve yaşadığımız duyguları ifade ederken mimiklerimize yansıttığımız bir çok detaya yönelik farkındalık yarattığı, kavramamıza olanak sağlayıcı önemli tespitleri vurguladığı ve keyifli bir hale getirerek eğlenceli bir ortamda öğrenmeye dikkat çektiği için teşekkürler Oğuz Benlioğlu...
·
Yönetim
ve Liderlik
·
İnsan
Kaynakları
·
Satış
ve Müşteri İlişkileri
·
Hizmet
Sektörü
·
Sağlık
Sektörü
·
Güvenlik
Birimleri
·
Terapi
·
Koçluk
ve Danışmanlık
·
Sunumlar
ve Seminerler
·
Aile, İlişkiler
Yaşadığımız ve yaşattığımız 7 ana duyguya da değinerek kullandığımız mimikleri doğru keşfetmemizi sağladı. Korku, Şaşkınlık, Öfke, Küçümseme, Üzüntü, Tiksinme ve Mutluluk başlıcaları idi. Bu başlıkları içeren tüm duygularımızın beynimizde şekillenmesini sağlayan merkezin Amigdala olduğunu ve Amigdalanın uyarılması ile yüzümüzdeki mimiklerin canlandığını ve kendilerine yer bulduğunu vurguladı.
Bu bilgiler ışığında çeşitli yüz ifadeleri göstererek, kendimizi de ölçme şansı tanıması dikkatimizi üst seviyeye taşımamıza neden oldu.
Seminerin ardından çıkardığım sonuç ve gecenin aklımda kalan çarpıcı detaylarını da aktarmak isterim ;
1- Mikro ifadeler öğrenilebilir ve geliştirilebilir.
2- Mimiklerde yanılma payımız % 5 tir.
3- Ne kadar mutlu olursak, beyin kendini o kadar mutlu hisseder ve beynin mutlu olan, gülümseyen kişiyi görme ve hatırlama oranı çok daha yüksektir.
4- Yalan söyleyen kişiler daha çok göz teması kurar çünkü karşı tarafın kendisine inanıp inanmadığının ölçümüne yoğunlaşırlar :)
5- Dil sürçmesi çok güçlü bir yalan belirtisidir. ( Freud )
6- Beden dilinizi ne kadar iyi kullanırsanız, mesajı o kadar iyi verirsiniz.
7- Bir şeyi tekrar edersek öğrenme daha çabuk gerçekleşir.
72 saat kuralından bahsederek, "Ne öğrenirsen ya birine anlat ya da tekrar et, daha fazla akılda kalır" başlığı ile seminer sonunda öğrendiklerimizi unutmamamız için tekrarın ve bilgiyi paylaşmanın akılda kalma yöntemlerinin en önemli ayrıntısından biri olduğunu belirtti.
Edindiğim izlenimler ve öğrendiğim detayların üzerinden tekrar geçerek bloğumda da paylaşmak istedim.
İş ve özel hayatımızda kullandığımız ve yaşadığımız duyguları ifade ederken mimiklerimize yansıttığımız bir çok detaya yönelik farkındalık yarattığı, kavramamıza olanak sağlayıcı önemli tespitleri vurguladığı ve keyifli bir hale getirerek eğlenceli bir ortamda öğrenmeye dikkat çektiği için teşekkürler Oğuz Benlioğlu...
İlknur Hanım merhaba,
YanıtlaSilEmeğinize sağlık,katıldığınız gelişim programının özetleyip hemen paylaşarak çoğalttığınız ve bir çok İnsanın faydasına sunduğunuz için Tebrikler.
Bununla beraber Ankara İK Grubundan yeni bir İK Bloggeri olarak katılmanız ve katkılarınızla sahada yer almanız ayrıca sevindiirici.
En iyi dileklerimle,
Nedim Bey merhaba,
SilGüzel değerlendirmeleriniz ve öngörünüz için çok teşekkür ederim.
Ankara İk Grubu olarak bundan sonrası için de etkili ve verimli çalışmalara hep birlikte imza atmak dileğiyle...