Hayatımız boyunca birçok alanda ve durumda kararlar veririz. Bu kararlar çoğu zaman hayatımızı etkilemeyecek kadar basit ve küçük ölçüde, çoğu zaman da büyük önem arz eden, hayat çizgimizi bütünüyle etkileyecek oranda dönüm noktamız olabilecek kararlar şeklinde ortaya çıkar. Peki bu kararları alırken nasıl bir tutum izliyoruz? Düşünerek mi karar alıyoruz yoksa hissederek mi? Karar alma mekanizmamıza yön veren başka ne gibi etkenler var? Biz bu etkenleri göz önünde bulundurarak sürecimize dahil ediyor muyuz? Yoksa farkında olmadan bu etkenler tarafından yönlendiriliyor muyuz? Bazı zamanlar doğrusunu bildiğimiz halde neden yanlış kararlar veriyoruz?
Bütün bu sorulara aradığımız net
yanıtları Prof.Dr. Acar Baltaş’ın “AKILSIZ DUYGULARIN CEZASINI KARARLAR ÇEKER “
kitabında keyifle okurken, verilen örneklerde çoğu zaman benzer durumlarla
ilgili kendimize anlamlar çıkardığımız, sonuç paragrafları ile de bilimsel
olarak karar sürecimizi doğru yönlendirmemiz ile ilgili anekdotlar paylaşması, olguyu
daha besleyici ve güçlü hale getiriyor.
Hayatımızda aldığımız kararlarla ilgili
çoğu zaman duygularımızı işin içine katıyorsak bazen yanlış kararlar aldığımızı
düşünürüz, oturup mantıklı düşündüğümüzde objektif olanını değerlendiririz ve
mantıklı olarak bu olması gerekir diye doğruya yöneliriz.
Kitapta bu algıya değinirken, karar
verme anı ve gösterdiğimiz tepkiler de beynimizin iki ayrı işlemden geçerek; Alt ve orta kısmında etkili olan “ hisseden
beyin “, diğer tarafta üst beynin etkili olduğu yönde “ düşünen beyin “
şeklinde süreçte yer aldığından bahsedilmiş. Hisseden beynin güçlü, hızlı ve
düşüncesiz hareket ettiğini, düşünen beynin ise yavaş, zayıf ve düşünceli olduğunu,
bu doğrultuda hisseden beynin çoğu durumda düşünen beyni beklemeyerek ve önüne
geçerek ortada olana odaklandığını ve karar aldığını gözlemliyoruz. Durumlara
göre farklılık göstererek hisseden beyin vermiş olduğu tepkinin ardından,
düşünen beyin devreye girer ve analitik düşünce süreci başlar. Bu süreç
yaptıklarımızın bilincinde olduğumuz ve sorumluluklarımızı üstlendiğimiz
süreçtir. Bazı durumlarda düşünen beyin devrede iken tehlike ve haz algılarında
meydana gelen artış durumunda hisseden beynin baskın çıkmasına sebep olur.
Verilen birçok örnekte olduğu gibi
tehlike ve haz algılarında hisseden beynin devrede olduğu ve doğru düşündüğümüze
inandığımız anlar da olmuştur. Örneğin benim gözlemlediğim ve anlam
veremediğim bir durum olan, hayatı
boyunca sigara kullanıp, plastik şişelerden su içmenin sağlığa zararlı olduğu görüşünden
dolayı cam şişeyi tercih etme eğiliminde olma tutumu. Veya bir dönem finansal
konularla ilgili borsada babamın aldığı hisse senetlerini benim takip ettiğim
zamanlarda, herkes gibi hareket ederek, benzer yanılgıları gördüğümüz veya yaşadığımız olmuştur. Şirket kar
oranını açıkladığında beklenenin altında bir oran olması durumunda, çoğunluk
hemen satma eğilimine yönelmiştir. Bu algı, kimi zaman kar getirme yerine zarar görme durumu ile karşı karşıya bırakmıştır.
Sonuç olarak önemli bulduğum birkaç
ayrıntıya da değinmek istiyorum;
* Olumlu ya da
olumsuz karar verme sürecimiz de her ne kadar hisseden beyin önce devreye girse
de, düşünen beyni devreye alıp mantıklı kararlar almamız, sonuçlardan zarar
görmemek için gereklidir. O anda yaşadığımız duygu üzerinde karar verme yönünü
seçersek, sonuçlarından zararlar görebiliriz.
* Mantıklı ve objektif karar verirken çoklu sebepleri gözden geçirerek, duygularımızın yatışmasını beklemek ve bu doğrultuda yön vermek seçimlerimizi yaparken daha akılcı sonuçlar ortaya koyacaktır.
* Seçenekler arttıkça ve dış faktörler tarafından belli çerçeveye aldığımız birçok unsur, kararlarımızı önemli ölçüde etkiler ve seçimlerimizi yönlendirebilir.
* Mantıklı ve objektif karar verirken çoklu sebepleri gözden geçirerek, duygularımızın yatışmasını beklemek ve bu doğrultuda yön vermek seçimlerimizi yaparken daha akılcı sonuçlar ortaya koyacaktır.
* Seçenekler arttıkça ve dış faktörler tarafından belli çerçeveye aldığımız birçok unsur, kararlarımızı önemli ölçüde etkiler ve seçimlerimizi yönlendirebilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder