7 Şubat 2025 Cuma

SUÇLU DEĞİL, ADAY ARANIYOR!

 

Mülakatlar çeşitli soru ya da tekniklerle, ilgili pozisyonlar için gerekli yetkinliklerin ölçüldüğü ve uygun adayların seçildiği, uçtan uca yönetilen bir görüşme sürecidir.

Bu doğrultuda gerekli olan, pozisyonun yetkinliklerini destekleyecek olan tüm değerlendirmelerin yapılmasıdır.

Şirket kültürüne uyum ile birlikte, adayın kariyer hedefiyle örtüşen organizasyonlarda görev alması beklenen başarıyı da beraberinde getirir.

Çoğunlukla birçok adaydan duyduğum ve bazen de gözlemlediğim bir konu üzerinde durmak istiyorum;

·        İlk dakikadan itibaren, “Neden ayrıldın?”

·        Eviniz buraya çok uzak!

·        Cv’ne bakıyorum da, çok iş değiştirmişsin?

·        Ben hala, senin neden ayrıldığını/ayrılacağını anlamadım?

·        Başarıların zaten cv’de yazıyor, sen olumsuzluklarından bahset!

·        Sen, bizim sektörde de durmazsın! vb.


 

Mülakatın tümüne yakın bir süreyi bu tür bir yaklaşım ve izlenimlerle sorgulamak/suçlamak ve bu sorular üzerinden referans alarak tüm kariyer hayatındaki süreci yorumlamak, bazen “potansiyelin” gözden kaçırılmasına neden olabilir.

Adayda bıraktığı motivasyon kaybı, yaşatılan kötü aday deneyimi ve kurumu temsilen hafızada bıraktığı olumsuz itibar, “markayı” da zedeler.

Mülakatlarda “rol üstünlüğü” değil, “rol ayrımı” vardır.

Mülakata gösterilen özen ve önem, o şirketin kurumsal itibarı için önemli bir detaydır.

Adayın, kariyer hedefiyle başvurduğu pozisyonun niteliklerine uyumunu anlamaya yönelik uygun sorular yöneltmek ve değerlendirme yapmak gereklidir.

Daha çok yetkinliklerini, kişisel hedeflerini ve potansiyelini ortaya çıkartacak bir süreç üzerinden ilerlemek; daha sağlıklı bir iletişim, ölçülebilir kriterler, çalışılmak istenilen bir şirket algısı, kurumsal marka itibarı ve işveren markası açısından hafızalarda pozitif bir duygu bırakır.