Sevdiğim bir kızılderili atasözü der ki;
“Dur, Dinle!
Hep konuşursan, hiçbir şey duyamazsın.”
Çoğu zaman karşı tarafın ne söylediğini veya
söylemek istediğini anlamak için dinlemek yerine, ilk duyduğumuz kelime
üzerinden tahmin yürüterek cümleye girip ya da konuyu anlamadan bazı çıkarımlar
yaparız. Hâlbuki iletişimin sessiz gücü ve en önemli bileşeni, dinlemektir.
Dinlemenin etkin olmadığı durumlarda, sağlıklı bir
iletişimden söz edemeyiz. Dolayısıyla karşı tarafın ne dediğini doğru
anlamak için, iyi bir dinleyici olmak gerekir.
İletişimde
dinlemek neden önemlidir?
İletişim, duygu, düşünce ve bilgilerin aktarımında en
önemli faktördür. Ancak anlaşılabilir ve anlamlı olabilmesi için “dinlemeyi
bilmek” önemli bir adımdır.
Dinlemek duymak ve susmaktan öte, verilen
mesajı anlamak ve doğru değerlendirmeyi yapabilmek için önemli bir unsurdur. Sadece
tek taraflı olarak konuşmak monologdan öteye gitmeyeceği gibi herhangi bir
iletişim olmayacağı için, öğrenmenin yollarını da kapatır.
Etkili dinlemek için neler yapabiliriz?
· Odaklanmak: Duyma ve cevap verme hazırlığına girmekten ziyade odaklanarak önyargısız olarak dinlemek, anlamada ve iletişimin kalitesinde etki yaratır.
· Empati kurmak: İyi
bir dinleyici olmak sadece sözcükleri duymanın dışında, duyguların da fark
edilmesini sağlar. Empati ile kurulan bir iletişim, duygu ve düşüncelerin
aktarılmasında şeffaf, samimi ve güven ortamının oluşmasına da katkı sağlar.
· Beden diliyle desteklemek:
İletişimde, beden dilinin önemini anımsarsak % 60 oranında etki ettiğini
vurgulamış oluruz. Dikkatimizi verip göz teması kurarak, beden dilimiz ile
anlatılanı duyduğumuz bir duruş sergilememiz iletişimin güçlenmesini sağlar.
· Yargılamadan dinlemek: Duyulanların
üzerinden hemen analiz etmeye, tavsiye (akıl) vermeye, eleştirmeye veya çözüm
üretmeye geçmek yerine, öyle durumlar vardır ki sadece dinlemek gerekir.
İnsanlar belirtilen reaksiyonların yerine, bazen anlaşılmak ister.
Dinlemenin
etkin olmadığı bir durumda iletişim eksikliği yaşanmaktadır.
Sağlıklı ve dengeli bir iletişim sadece konuşmayı değil,
aynı zamanda dinlemeyi, anlamayı ve anlaşılmayı da gerektirir. Mesajın doğru algılanması,
yargılardan uzak, saygı ve güvenin yarattığı bir zeminde ilerlemek daha
başarılı sonuçlar ortaya çıkarır.